Altmış yıla yaklaşan kariyerinde Türkiye’den Avrupa’ya uzanıp sesi, yorumu, keskin zekâsıyla seslendirdiği karakterlere yeni bir soluk getiren ve 20. yüzyıl opera tarihinin en büyük isimlerinden biri olan Leyla Gencer aramızdan 2008 yılında ayrılmıştı.
Borusan Sanat, o tarihten bu yana her yıl sanatçıyı, BİFO’nun sezon programında yer verdiği bir operanın konser versiyonuyla anıyor. 2018’in onuncu yıl olması dolayısıyla bu yıl daha özel bir projeyle onu anmak istedik.
Leyla Gencer denince, Donizetti’nin unutulmuş operalarının günışığına çıkarılması ve repertuarda tekrar yer almasını tarif eden “Donizetti Rönesansı”ndan söz etmemek mümkün değil. Maria Callas’la başlayan ve Leyla Gencer’in bayrağı devraldığı, Joan Sutherland, Montserrat Caballé, Beverly Sills ve Janet Baker gibi diğer efsane isimlerle doruğuna ulaşan bu sürece sanatçının katkısı büyüktü. Biz de onu, kariyerinde çok önemli bir yere sahip olan Donizetti’nin üç operasını tematik bir bütünlük içinde sunmaya karar verdik.
Anna Bolena’nın 1958 Milano, Roberto Devereux’nun 1964 Napoli ve Maria Stuarda’nın 1967 Floransa kayıtlarından oluşan “Donizetti Queens” projesi, bestecinin üç kraliçesini Leyla Gencer’in farklı yorumuyla bir araya getiriyor.
“Donizetti Queens” A.K. Müzik etiketiyle piyasaya çıkıyor. İtalyanca, İngilizce ve Türkçe olmak üzere üç dilde librettonun yer aldığı ve içinde Leyla Gencer’in “Donizetti’nin Üç Kraliçesi” başlıklı Trieste Semineri notlarının da bulunduğu kapsamlı bir kitapçığın da eşlik ettiği bu koleksiyon değeri taşıyan albümüm ona yakışır bir armağan olacağına inanıyoruz.
GAETANO DONIZETTI 1797–1848
İki perdelik trajik opera
Libretto: Felice Romani
(Ippolito Pindemonte’nin Enrico VIII ossia Anna Bolena ve Alessandro Pepoli’nin Anna Bolena’sından esinle)
Dünya Prömiyeri: Teatro Carcano, Milano, 26.12.1830
Enrico VIII, İngiltere Kralı PLINIO CLABASSI bas
Anna Bolena LEYLA GENCER soprano
Giovanna Seymour, Anna’nın nedimesi GIULIETTA SIMIONATO mezzosoprano
Lord Rochefort, Anna’nın erkek kardeşi SILVIO MAIONICA bas
Lord Riccardo Percy ALDO BERTOCCI tenor
Smeton, müzisyen ANNA MARIA ROTA mezzosoprano
Signor Hervey, mahkeme yetkilisi MARIO CARLIN tenor
Orchestra and Choir of RAI Milan
Roberto Benaglio Koro Şefi
GIANANDREA GAVAZZENI Şef
11 Ağustos 1958’de Milano’da canlı kaydedilmiştir.
GAETANO DONIZETTI 1797–1848
İki perdelik trajik opera
Libretto: Felice Romani
(Ippolito Pindemonte’nin Enrico VIII ossia Anna Bolena ve Alessandro Pepoli’nin Anna Bolena’sından esinle)
Dünya Prömiyeri: Teatro Carcano, Milano, 26.12.1830
Enrico VIII, İngiltere Kralı PLINIO CLABASSI bas
Anna Bolena LEYLA GENCER soprano
Giovanna Seymour, Anna’nın nedimesi GIULIETTA SIMIONATO mezzosoprano
Lord Rochefort, Anna’nın erkek kardeşi SILVIO MAIONICA bas
Lord Riccardo Percy ALDO BERTOCCI tenor
Smeton, müzisyen ANNA MARIA ROTA mezzosoprano
Signor Hervey, mahkeme yetkilisi MARIO CARLIN tenor
Orchestra and Choir of RAI Milan
Roberto Benaglio Koro Şefi
GIANANDREA GAVAZZENI Şef
2 Mayıs 1964’te Napoli’deki San Carlo Tiyatrosu’nda canlı kaydedilmiştir.
1. CD / Track 4: L’amor suo mi fe’ beata
2. CD / Track 10: Quel sangue versato al cielo s’innalza
GAETANO DONIZETTI 1797–1848
Üç perdelik trajik opera
Libretto: Giuseppe Bardari
(Andrea Maffei’nin Friedrich Schiller’in Maria Stuart adlı oyununun çevirisinden esinle)
Dünya Prömiyeri: La Scala, Milano, 30.12.1835
Elisabetta, İngiltere Kraliçesi SHIRLEY VERRETT soprano
Maria Stuarda, İskoçya Kraliçesi LEYLA GENCER soprano
Anna Kennedy, Maria’nın nedimesi MAFALDA MASINI mezzosoprano
Roberto, Leicester Kontu FRANCO TAGLIAVINI tenor
Giorgio Talbot, Shrewsbury Kontu AGOSTINO FERRIN bass
Lord Guglielmo Cecil, Maliye Bakanı GIULIO FIORAVANTI bariton
Haberci MARIO FROSINI tenor
Orchestra and Choir of Maggio Musical Fiorentino
Adolfo Fanfani Koro Şefi
FRANCESCO MOLINARI PRADELLI Şef
2 Mayıs 1967’de Floransa’da canlı kaydedilmiştir.
Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry. Lorem Ipsum has been the industry's standard dummy text ever since the 1500s, when an unknown printer took a galley of type and scrambled it to make a type specimen book.Lorem Ipsum is simply dummy text of the printing and typesetting industry.
Opera tarihinde “La Diva Turca” ve “La Regina” olarak anılan Leyla Gencer, kırk yılı aşan aktif müzik yaşamı boyunca mükemmeli arayan performansları, dramatik yeteneği, titiz bir araştırmacılıkla günışığına çıkardığı yapıtlar ve yenilikçiliğiyle 20. yüzyılın opera dünyasının en önemli figürlerinden biri oldu.
Opera edebiyatına da büyük katkılarda bulunan Gencer, kariyeri boyunca 140’ı aşkın müzik merkezinde 236 prodüksiyonda 70’in üstünde operada söyledi; 120’nin üzerinde resital ve konser verdi. Monteverdi, Gluck ve Mozart’ın yapıtlarından neoklasik döneme; Cherubini, Spontini, Mayr ve romantik dönemden Puccini, Prokofyev, Britten, Poulenc, Menotti ve Rocca gibi sanatçıların yapıtlarına; lirik sopranodan dramatik koloratüre uzanan bir yelpazede 72 rolü kapsayan inanılmaz repertuarıyla büyük bir başarıyla imza attı. En çok söylediği operalar, adeta sahiplendiği ve Maria Callas’tan sonra en iyi yorumlayan soprano olduğu söylenen Macbeth’in yanı sıra La traviata, Aida, Norma, Madama Butterfly, Don Carlos, Le nozze di Figaro, Tosca, Alceste, Il trovatore, La Gioconda, Lucrezia Borgia ve Simon Boccanegra oldu.
“Gencerate” olarak anılan kendine özgü yorumları bugün müzikseverler ve bazı eleştirmenler tarafından o zamankinden daha büyük bir beğeni ile karşılanıyor. Sesi ve tekniğinin yanı sıra dramatik becerilerini de performanslarına katan sanatçı, özellikle Maria Callas’a atfedilen şancı-oyuncu sıfatını hak eden nadir isimlerden biri.
10 Ekim 1928’de Ayşe Leyla Çeyrekgil adıyla İstanbul’da doğan sanatçının annesi Polonyalı aristokrat bir ailenin kızı, babası da bir işadamıydı. İtalyan Lisesi’nden sonra İstanbul Belediye Konservatuarı’nda başladığı şan eğitimini soprano Giannina Arangi-Lombardi ve Apollo Granforte ile sürdürdü. Profesyonel kariyerine 1940’lı yıllarda gerçekleştirdiği radyo programları ve konserlerle başlayan sanatçı 1947’de Cemal Reşit Rey’in Özsoy operasında kısa bir soprano partisini söylemişti. İstanbul Devlet Konservatuarı’ndan ayrılıp gittiği Ankara’da Devlet Operası ile Mascagni’nin Cavalleria rusticana’sında (1950) Santuzza rolüyle opera yaşamı başladı. Birkaç yıl içinde tanınan bir opera sanatçısı olan Gencer, önemli devlet etkinliklerine de sıkça davet ediliyordu.
İtalya sahnelerine adım atması 1953’te Napoli’deki Arena Flagrea’da yine Santuzza rolüyle oldu. Bir yıl sonra Madama Butterfly ve Yevgeni Onegin operalarını seslendirmek için tekrar Napoli’ye döndü. 1956’da ünlü şef Kurt Adler’ın davetiyle San Francisco Operası’na giden sanatçı, Renata Tebaldi’nin yerini aldığı Francesca da Rimini’deki performansıyla büyük başarı kazandı ve aynı rolü Los Angeles’ta da seslendirdi. 1956–1978 yılları arasında defalarca gittiği Amerika’da San Francisco, San Diego, Philadelphia, Pasadena, Sacramento, Dallas, Chicago ve Los Angeles’ta La traviata, Lucia di Lammermoor, Turandot, Don Carlos, Manon, Rigoletto, Lucrezia Borgia, Attila ve La Gioconda operalarında başrol söyledi. Döneminin diğer yıldız sanatçıları gibi, Gencer de 1960’larda Güney Amerika’da Teatro Colón (Buenos Aires), Teatro Municipal Opera (Rio de Janiero) gibi önemli mekânlarda Rigoletto, I puritani, Norma, Simon Boccanegra ve La traviata’yı seslendirdi.
26 Ocak 1957’de, sonradan “evim” diyeceği ve hem operacı hem de eğitmen olarak tamı tamına elli yıl boyunca çalışacağı La Scala Tiyatrosu’nda ilk kez sahneye çıkarak Poulenc’in Les Dialogues des Carmelites operasının dünya prömiyerinde Lidoine rolünü yorumladı. Aynı yılın Temmuz’unda La Scala Tiyatrosu’nun Köln turnesinde La forza del destino’da başrolü seslendirdi. Maria Callas, Renata Tebaldi, Montserrat Caballé, Joan Sutherland ve Beverly Sills gibi efsane isimlerin opera dünyasında parladıkları bir dönemde, yaklaşık 25 yıl primadonnası olduğu La Scala’da Verdi’nin Don Carlos, La forza del destino, Aida, Macbeth, Simon Boccanegra, I vespri Siciliani; Bellini’nin Norma; Donizetti’nin Poliuto ve Lucrezia Borgia; Mozart’ın Idomeneo; Monteverdi’nin L’Incoronazione di Poppea; Gluck’un Alceste; Çaykovski’nin Maça Kızı; Britten’ın Albert Herring ve Pizzetti’nin L’Assassinio nella Cattedrale’sinin dünya prömiyeri de (1958) dahil olmak üzere birçok başrol yorumladı.
Leyla Gencer, söz konusu olduğunda “Donizetti Rönesansı”na değinmemek mümkün değildir. Maria Callas’ın 1957’de La Scala’da Anna Bolena’yı söylemesiyle başlayan, unutulmuş operaları günışığına çıkarma trendi, Leyla Gencer’le devam etti. Sanatçı, kariyerinin en iyi dönemi sayılan altmışlı yıllarda Belisario, Poliuto, Anna Bolena, Lucrezia Borgia, Maria Stuarda, Les Martyrs ve Caterina Cornaro gibi Donizetti operalarıyla ününü pekiştirdi. Ona en büyük başarıyı getiren yorumu da 1964’te Napoli’de sahnelenen Roberto Devereux’daki rolü olmuştu. Montserrat Caballé, Joan Sutherland, Janet Baker ve Beverly Sills gibi isimlerle “Donizetti Rönesansı” da doruğa ulaştı.
1985 yılında Venedik’teki La Fenice Tiyatrosu’nda Francesco Gnecco’nun La prova di un’Opera Seria adlı yapıtıyla opera sahnelerine veda eden Leyla Gencer, 1992 yılına dek konser ve resitallerine devam etti. 1982’den itibaren, seminer ve yorum kurslarıyla kendini genç opera sanatçılarına adadı. 1983–1988 yılları arasında As.Li.Co. di Milano’nun sanat yönetmenliğini üstlendi. 1997–1998 yılları arasında da şef Riccardo Muti tarafından atandığı La Scala Korosu’nun genç sanatçılar okulunda yöneticilik yaptı. Ölümüne kadar La Scala Tiyatrosu’nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmenliğini sürdürdü. Ayrıca hem aktif opera yaşamı hem de eğitmenliği boyunca pek çok seminer ve televizyon programına da konuk oldu.
Hakkında sayısız eleştiri ve makale çıkan sanatçı için İtalyan müzikolog Franca Cella Leyla Gencer: romanzo vero di una primadonna ve Leyla Gencer/50 anni alla Scala ve Zeynep Oral Leyla Gencer: Tutkunun Romanı adlı kitapları yazdı. Zeynep Oral’ın kitabı 2008 yılında İngilizceye çevrilerek yayımlandı; Franca Cella’nın ilk kitabı da bu yıl İngilizce baskısıyla okuyuculara sunulacak.
Opéra dergisi eleştirmeni Michel Parouty’nin “çağımızın son divası, kusursuzluğun bir simgesiydi” diyerek hayranlığını dile getirdiği Leyla Gencer, 2008 yılında Milano’da yaşama veda etti ve İstanbul’a getirilen külleri, sanatçının vasiyeti doğrultusunda çok sevdiği İstanbul Boğaz’ında denize bırakıldı.